Doğa fotoğrafçılığı

Doğa, onu oluşturan ögelerin gösterdiği çeşitlilik ve estetik çekiciliğiyle fotoğrafçılara konu olmayı sürdüregelmiştir. Fotoğrafçıların doğaya olan bu ilgisi doğa fotoğrafının özel bir alan olmasını ve sınırlarını çizmesini de beraberinde getirmiştir. Sözlük anlamı olarak doğa "insanın ortaya koyduğu kuruluşlar, biçimlerle (kültürle) karşıtlık içinde, kendi kendine oluşan, biçimlenen" şeklinde tanımlanır. Bu tanıma uygun olarak da doğa fotoğrafının konusunu yapay değil, doğal varlıklar oluşturmaktadır. Kültür ürünü olan hiçbir öğe doğa fotoğrafının konusu değildir.

Örneğin, buğday tarlaları, koyun sürüleri gibi konular doğa fotoğrafı kapsamında ele alınmaz. Koyun olsun, buğday olsun canlı varlıklardır ama insan tarafından kültüre alınıp yetiştirildikleri için doğal varlıklar değildirler. Bundan dolayı da doğa fotoğrafının konusu olamazlar. Ancak kır manzarası fotoğraflarına konu olabilirler Doğa fotoğrafının konusu doğal varlıklardır demiştik.

Doğa iki temel bölüme ayrılabilir

1- Canlı doğa
2- Cansız doğa

Göl, kayık ve su üzerindeki yansımaları, geri planda sazlıklar kompozisyonu tamamalayan öğeler. Ancak bir doğa fotoğrafı değil. Canlı doğa tüm yabanıl bitki ve hayvan türlerini kapsar. Cansız doğayı ise bulutlar, dağlar, kayalıklar, kumullar, vadiler, kanyonlar, doğal sular (denizler, göller, ırmaklar) gibi ögeler girmektedir. Canlı ve cansız ögeler ayrı ayrı fotoğraflanabileceği gibi birarada bulundukları kompozisyonlar da oluşturulabilir. Peki, bunların arasında insana ve kültür ögelerine hiç mi yer yoktur?

Eğer insan ve insana ait ögeler fotoğraf karesinde çok küçük bir yer tutuyorsa, merkezi bir konumda değilse ve gözü rahatsız etmiyorsa hoş görülebilir. Doğa fotoğrafı içinde özgün bir alan vardır ki, o da Yabanıl Hayat (Wıld Life) fotoğrafıdır. Bir doğa fotoğrafının yabanıl hayat fotoğrafı olması için bir veya daha fazla sayıda canlı organizmanın ya kendi ortamlarında ya da uyum sağladıkları doğal ortamlarda görüntülenmeleri gerekmektedir.

Genel bilgiler

Doğa fotoğrafı çekmek için ne kadar fotoğraf bilgisine ihtiyaç varsa bir o kadar da doğa bilgisine ihtiyaç vardır. Bu iki alanda bilgilerinizi artırdıkça daha bilinçli ve daha güzel fotoğraflar çekeceğiniz aşikardır. Eğer fotoğraf çekmek için bir kaç günlük bir doğa gezisi düşünüyorsanız, bir planlama yapmanız gerekir. Özel bir hayvan ya da bitkiyi fotoğraflama işine girişmişseniz, onun kesin yerini öğrenmek kadar, fotoğraf için yılın en iyi zamanının bilgisine de sahip olmak önemlidir. Gittiğiniz yer bir milli park ya da tabiatı koruma alanı ise mutlaka oradaki görevlilerle temasa geçmelisiniz. Görevliler size bölgeyi daha iyi tanıtacaklardır.

Fotoğraf çektiğiniz bölgenin mümkün olduğunca detaylı bir haritasını yanınızda bulundurmanız gerekse de, ne yazık ki, Türkiye'de 1/250 000 ölçekten daha büyük ölçekli harita kullanmak kanunlarla yasaklanmıştır. Bir yere gitmeye karar verdiğinizde ihtiyacınız olacak fotoğraf malzemesi ve diğer ekipmanı içeren temel bir liste yapmalısınız ki, sonraki gezilerde bunu kontrol listesi olarak kullanın. Doğa gezilerinde bir pusula bulundurmakta yarar vardır. Eğer yalnız başınıza dolaşıyorsanız rotanız konusunda mutlaka birisini bilgilendirin. Ayrıca, bir el feneri ve yedek pil, düdük, makara ipliği, küçük bir ayna, not tutmak için bir defter, kalem veya cep teybi çantanızda bulunması gereken diğer malzemelerdir.

Bütünüyle cansız doğa öğelerinden oluşmuş manzaralar

Doğa fotoğrafçısının giysisi, hareketine engel olmayacak biçimde rahat olmalıdır. Doğada ne giyeceği hemen herkesin kafasında şekillenmiştir. Dağcılar ve kampçılar için satılan giysiler genelde doğa fotoğrafçıları için de uygundur. Soğuk havada çalıştığınızda esas olan giysinin sıcak tutmasıdır. Eller ve ayaklar sıcak tutulmadıktan sonra üstüste kazak giymenin bir anlamı olmaz. Bu nedenle su geçirmeyen yürüyüş botları kullanmak önemlidir. Hava ne kadar sıcak olursa olsun şort giymemek gerekir. Uzun paçalı pantolonlar bacaklarınızı diken ve çalılardan olduğu kadar böceklerden ve güneşin yakıcı ışınlarından da korur.

Çekim yaptığınız bölgede akrep gibi zehirli böceklerin bulunma ihtimali varsa pantolon paçalarınızı ya botunuzun içine sokmalı ya da bilekten bağlamalısınız. Çünkü akrepler pantolon paçasından içeriye size sezdirmeden girebilirler. Yanınızda bir panço taşımak hem sizi hem de fotoğraf malzemelerinizi yağmura karşı korur.

Yazar: